Güvenlik

2026 Güvenlik Teknolojisi Trendleri: Yapay Zekâ, Bulut ve Sensörler Öne Çıkıyor

TeknolojiWins Haber Merkezi
  • 3 Kasım 2025
  • Okuma süresi: 5 dakika
2026 Güvenlik Teknolojisi Trendleri: Yapay Zekâ, Bulut ve Sensörler Öne Çıkıyor

Securitas Technology “2026 Global Teknoloji Trendleri Raporu”nu yayımladı.

Güvenlik teknolojileri küresel ölçekte yeniden şekilleniyor. Securitas Technology’nin sekizincisini yayımladığı 2026 Global Teknoloji Trendleri Raporu, güvenlik yatırımlarında önceliğin artık üç temel alanda yoğunlaştığını gösteriyor: yapay zeka, bulut tabanlı çözümler ve sensör teknolojileri.

Rapor, dünya genelinde kurumların güvenliği artık yalnızca koruma unsuru olarak görmediğini; aynı zamanda operasyonel verimlilik, sürdürülebilirlik ve stratejik yönetimin ayrılmaz parçası haline getirdiğini ortaya koyuyor.

Güvenlikte dönüşüm ivme kazanıyor

Securitas Technology Orta Avrupa Başkanı İsmail Uzelli, rapor bulgularına ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi: “Katılımcıların yüzde 30’u yapay zekayı önümüzdeki yılın en kritik yatırımı olarak görüyor. Yüzde 34’ü beş yıl içinde tamamen bulut sistemlerine geçmeyi planlıyor. Şirketlerin yaklaşık yüzde 48’i ise şimdiden gelişmiş sensör teknolojilerini kullanıyor. Bu veriler, güvenlik teknolojilerinde dönüşümün hızlandığını gösteriyor. Artık şirketler yalnızca riskleri yönetmekle kalmıyor; iş süreçlerine değer katan entegre çözümler geliştiriyor.”

Uzelli’nin dikkat çektiği bu tablo, güvenlik yaklaşımının geleneksel yapıdan veri odaklı ve önleyici modele evrildiğini net biçimde ortaya koyuyor.

“Güvenlik artık stratejik bir değer alanı”

Securitas Technology Türkiye Genel Müdürü Pelin Yelkencioğlu ise güvenlik anlayışındaki değişimi şu sözlerle değerlendirdi: “Güvenlik artık sadece bir koruma kalkanı değil; yapay zeka, bulut ve sensör teknolojilerinin gücüyle operasyonel verimliliği, sürdürülebilirliği ve stratejik değeri artıran bir unsur haline geldi. 2026 Raporu, kurumlara güvenlik alanında izleyecekleri yol haritasını sunuyor. Teknolojiyi benimseyen kurumlar, yeni verimlilik alanları yaratmak ve çalışan güvenliğini en üst düzeye taşımak için harekete geçmeli. Biz, müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın geleceğe güvenle hazırlanmasına rehberlik etmekten mutluluk duyuyoruz.”

Yelkencioğlu’nun vurguladığı gibi güvenlik artık “reaktif” bir maliyet kalemi olmaktan çıkarak “proaktif” bir iş stratejisi haline geliyor.

Yapay zeka reaktiften proaktife geçişin itici gücü

Rapor, yapay zeka uygulamalarının güvenlik teknolojilerinde dönüşümün merkezinde yer aldığını ortaya koyuyor. Makine öğrenimi ve veri analitiği ile donatılmış sistemler, video izleme, tehdit tespiti ve olay analizi gibi süreçlerde güvenlik ekiplerine stratejik avantaj sağlıyor.

Plaka ve yüz tanıma, alan doluluk yönetimi, nesne takibi gibi uygulamalar artık anlık veriyle destekleniyor. Bu sayede güvenlik ekipleri, binlerce saatlik görüntüyü manuel taramak yerine birkaç dakika içinde riskli durumları belirleyebiliyor.

Yapay zeka destekli sistemler, sadece geçmiş olayları analiz etmekle kalmıyor; aynı zamanda sensör verilerini işleyerek olası tehditleri önceden öngörüyor. Örneğin, bina giriş-çıkış verilerini analiz ederek olağan dışı yoğunlukları tespit ediyor ya da gaz kaçağı, yangın veya ekipman arızalarına dair erken uyarılar oluşturuyor.

Bulut çözümleri güvenliğin yeni standardı

Rapor, güvenlik yatırımlarında bulut tabanlı sistemlerin yeni standart haline geldiğini belirtiyor. Katılımcıların yüzde 18’i tamamen bulut tabanlı sistemler kullanırken, yüzde 34’ü önümüzdeki beş yıl içinde bu geçişi planlıyor.

Bulut çözümleri, uzaktan erişim imkânı, düşük bakım maliyeti ve yüksek ölçeklenebilirlik gibi avantajlarıyla öne çıkıyor. Aynı zamanda yedekleme sistemleri sayesinde veri kaybı ve siber saldırılara karşı güçlü bir koruma kalkanı sağlıyor.

Sensör teknolojileri akıllı bir evrime giriyor

Nem, sıcaklık, hava kalitesi, duman ve gürültü gibi parametreleri ölçen gelişmiş sensörler, güvenlik sistemlerinin pasif algılama evresinden aktif farkındalık aşamasına geçmesini sağlıyor.

Bu sensörler artık yalnızca olay tespiti yapmakla kalmıyor; olayın niteliğini ve olası risk düzeyini de değerlendiriyor. Yapay zeka ve bulut altyapısıyla birleşen bu sistemler, yanlış alarm oranlarını azaltarak daha verimli ve güvenilir bir güvenlik deneyimi sunuyor.

Securitas Technology’nin raporu, güvenliğin yalnızca fiziksel bir ihtiyaç değil, aynı zamanda dijital çağın stratejik önceliği haline geldiğini gösteriyor. Yapay zeka, bulut ve sensör teknolojilerinin birleşimi, finansal teknolojilerden üretime kadar geniş bir yelpazede “proaktif güvenlik” anlayışını mümkün kılıyor. Güvenlik artık bir maliyet kalemi değil, rekabet avantajı yaratan bir unsur olarak değerlendiriliyor. Bu bakış açısı, yalnızca kurumların risk yönetimi politikalarını değil, yatırım stratejilerini de yeniden şekillendiriyor.

Yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir