Siber Zorbalık Tehlikesi Büyüyor Yanlış İnançlar Çocukları Risk Altında Bırakıyor
ESET, siber zorbalıkla ilgili en yaygın 10 yanlış kanıyı ve ardındaki gerçekleri açıkladı.
Dijital çağda çocukların ve gençlerin en büyük tehditlerinden biri haline gelen siber zorbalık, giderek artan vaka sayılarıyla dikkat çekiyor. Cyberbullying Research Center verilerine göre ABD’de ortaokul ve lise öğrencilerinin %58’i en az bir kez siber zorbalığa maruz kaldı. Bu oran 10 yıl önce %24 seviyesindeydi. Çevrimiçi oyun ortamlarında zorbalığa uğradığını belirten gençlerin oranı ise %43.
Siber güvenlik şirketi ESET, ebeveynlerin farkındalığını artırmak için siber zorbalıkla ilgili en yaygın 10 yanlış kanıyı ve bunların ardındaki gerçekleri açıkladı.
Siber Zorbalık Hakkında 10 Yanlış Kanı
-
“Çevrimiçi olan çevrimiçi kalır” → Zorbalık yalnızca dijital platformlarla sınırlı değil; gerçek hayatta da etkilerini sürdürüyor.
-
“Onlar sadece çocuk” → Zorbalık, ciddi sosyal ve duygusal yaralar bırakabiliyor.
-
“Görmezden gelin, kendiliğinden geçer” → Çoğu zaman bu yaklaşım zorbaları cesaretlendiriyor.
-
“Çocuğum bana söyler” → Ergenlik dönemindeki gençler, yaşadıklarını saklayabiliyor veya cezalandırılma korkusu nedeniyle paylaşmayabiliyor.
-
“Teknolojiyi ortadan kaldırmak sorunu çözer” → Telefonu elinden almak tacizi bitirmiyor, hatta çocuğun yalnızlaşmasına neden olabiliyor.
-
“Çevrimiçi zorbaları tespit etmek imkânsızdır” → Çoğu zaman zorbalığı yapan kişiler yakın çevreden geliyor.
-
“Tespit etmesi kolay” → Siber zorbalık fiziksel iz bırakmadığı için fark edilmesi zor olabiliyor.
-
“Siber zorbalar kötü niyetli dışlanmışlardır” → Gerçek nedenler çoğunlukla özgüven eksikliği, travmalar veya akran baskısı.
-
“Siber zorbalık intiharların başlıca nedenidir” → Tek başına sebep olmayabilir, ancak risk faktörlerinden biri.
-
“Suçlu sosyal medya platformlarıdır” → Platformlar kolaylaştırıcı rol oynasa da ebeveyn desteği ve açık iletişim kritik öneme sahip.
Çözüm İçin Ebeveynlere Öneriler
Uzmanlar, çocuklarla açık bir iletişim kurmanın, uyarı işaretlerini takip etmenin, empati göstermenin ve gerekli olduğunda profesyonel destek almanın en etkili yöntemler olduğunu vurguluyor. Teknolojiyi yasaklamak yerine bilinçli ve güvenli kullanım alışkanlıkları kazandırmak öncelik olmalı.
Siber zorbalık, artık yalnızca dijital bir tehdit olarak değil, çocukların sosyal gelişimini doğrudan etkileyen bir toplumsal sorun olarak öne çıkıyor. Yanlış inanışların kırılması, ebeveynlerin ve eğitim kurumlarının doğru aksiyon almasını sağlıyor. Yapay zekâ tabanlı içerik denetimi ve yasal düzenlemeler bu alanda gelişse de en önemli savunma hattı aile içi iletişim ve bilinçli dijital okuryazarlık olacak.






