Şirketler Genel Buluta Yöneliyor: Hibrit Modellerden Bulut Öncelikli Stratejilere Geçiş Hızlandı
KPMG’nin “Bulut İzleme 2025” raporu yayımlandı.
KPMG’nin “Bulut İzleme 2025” raporu, şirketlerin bulut stratejilerinde hibrit yapılardan genel buluta kaydığını ortaya koyuyor. Ankete katılan şirketlerin %65’i, 2028’e kadar uygulamalarının yarısından fazlasını genel buluta taşımayı planlıyor. Bulut öncelikli strateji izleyen şirketlerin oranı %62’ye ulaşırken, çoklu bulut yaklaşımı da yaygınlaşıyor.
Rapora göre genel bulut bugün şirketlerin %42’sinde ağırlıklı ya da tamamen kullanılıyor. Hibrit yapı tercih edenlerin oranı %39, özel bulutu ağırlıklı kullananlar ise yalnızca %19 seviyesinde. Bu eğilim, esneklik, ölçeklenebilirlik ve dijital egemenliğin giderek daha fazla önceliklendirildiğini gösteriyor.
Yapay Zekâ Çözümleri Bulutta Hızla Yaygınlaşıyor
Şirketlerin %96’sı modern yapay zekâ çözümlerini bulut sağlayıcılarından alırken, %92’si büyük dil modellerinden yararlanıyor. Kullanım oranında OpenAI’ın GPT modeli %61 ile önde, Google’ın Gemini modeli %40 ile ikinci sırada. Yapay zekâ destekli analiz ve risk izleme sistemleri özellikle insan–makine etkileşimlerinde erken uyarı kapasitesi sağlayarak şirketlerin risk yönetimini güçlendiriyor.
FinOps ve Güvenlikte Yeni Standartlar
Bulutun maliyet avantajı 2025’te %61’e gerilese de, şirketler için stratejik finansal operasyon (FinOps) çerçevesi kritik bir gündem maddesi haline geliyor. Şeffaf bütçe takibi ve teknoloji yatırımlarının verimliliğini artıran FinOps uygulamaları hızla yaygınlaşıyor.
Güvenlik ise artık sadece teknik bir konu değil, şirket genelinde zorunlu uygulama olarak konumlanıyor. Sıfır güven yaklaşımı standart hale gelirken, %60 oranında güvenlik izleme ve %58 oranında olay müdahale tatbikatları gerçekleştiriliyor.
Türkiye Perspektifi
KPMG Türkiye Yönetim Danışmanlığı Bölüm Başkanı Uğur Karakaya, “Türkiye’de de şirketlerin genel buluta geçişi hızlanıyor. Ölçeklenebilirlik ve güvenlik başlıkları öncelik kazanırken, yapay zekâ çözümlerinin bulut üzerinden sunulması şirketlerin rekabetçiliklerini artırmaları için stratejik bir fırsat yaratıyor.” dedi.
Bulut öncelikli stratejilerin yaygınlaşması, finansal teknolojiler için yalnızca altyapı dönüşümü anlamına gelmiyor; aynı zamanda ölçeklenebilir ürün geliştirme, veri güvenliği ve regülasyon uyumu açısından yeni standartlar getiriyor. Büyük dil modellerinin yüksek kullanım oranı, yapay zekâ destekli müşteri deneyimi ve risk yönetimi çözümlerinin kurumsal düzeyde benimsendiğini gösteriyor. FinOps uygulamalarının öne çıkması, bulut yatırımlarının artık yalnızca maliyet avantajı için değil, stratejik değer yaratma hedefiyle planlandığını kanıtlıyor. Türkiye’deki fintech şirketlerinin bu trendi yakından izlemesi, global rekabet ortamında sürdürülebilir büyüme için kritik önem taşıyor.
