HPE Spaceborne Computer-2 Görevine Geri Döndü

HPE Spaceborne Computer-2 Uzay İstasyonu Görevine Geri Döndü.
Hewlett Packard Enterprise’ın (HPE) ticari kullanıma hazır sunucular üzerine inşa ettiği HPE Spaceborne Computer-2, NASA’nın Northrop Grumman Ticari İkmal Hizmetleri görevi kapsamında SpaceX Falcon 9 roketi aracılığıyla Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) ulaştırıldı.
Yeni görevinde, HPE Spaceborne Computer-2, yapay zekâ (AI) ve makine öğrenimi (ML) iş yüklerini içerecek ve veri merkezi seviyesinde hesaplama yeteneklerini uzay ortamına taşımayı hedefliyor. Bu gelişmiş teknoloji, HPE’nin Edgeline ve ProLiant sunucuları temelinde geliştirilmiş olup, KIOXIA tarafından sağlanan 130 TB’lık flaş tabanlı depolama kapasitesiyle desteklenmektedir. Bu depolama, uzayda bir defada taşınan en büyük depolama alanı olma özelliğini taşımaktadır.
Yeni sistemde yapılan iyileştirmeler arasında güncellenmiş işletim sistemi, NASA’nın uzay uçuşu destek yazılımı ve artırılmış sistem güvenliği bulunmaktadır. Uzay İstasyonuna yerleştirilmesinin ardından, sistem teknolojilerinin uzay koşullarında performansını değerlendirmek üzere günlük izleme altına alınacaktır.
HPE Spaceborne Computer-2’nin ISS’de kullanılmasıyla, araştırmacılar zaman kazanarak ve inovasyonu hızlandırarak verileri neredeyse gerçek zamanlı olarak işleyebilecekler. Bu sayede, veri miktarı önemli ölçüde azaltılarak, Dünya’ya veri indirme süreleri kısaltılacak.
Planlanan araştırma, bulutta oluşturulan makine öğrenimi modelleri ve çıkarım motorlarını uzayda bağımsız olarak eğitecek olan birleşik öğrenme (FL) deneyini içeriyor. Deney, Dünya’daki makine öğrenimi eğitim modellerine katkı sağlamak ve güncel bir yapay zekâ çıkarım motorunu uzayda sürdürmek amacıyla gerçekleştirilecek.
HPE Spaceborne Computer-2, prestijli ödüller kazanmış bir sistem olup, NASA tarafından çeşitli ödüllere layık görülmüştür. Uzay görevleri sırasında toplanan 2.8 GB’lık yaşam bilimleri verisi, HPE Spaceborne Computer-2 tarafından işlenerek, sadece 92KB’lık bir içgörü dosyasına indirgenmiş ve Dünya’ya 2 saniye gibi kısa bir sürede iletilmiştir. Bu, geleneksel veri toplama ve iletim modellerine göre önemli bir zaman tasarrufu sağlamaktadır.